The potential impact of the COVID-19 pandemic on public open space design: The case of Izmir in Turkey

Abstract

Pandemi, dünyada birden fazla ülke veya kıtada olduğu gibi geniş bir alana yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara verilen genel isimdir. 2019 yılının son ayında Çin'de ortaya çıkan yeni tip koronavirüs kısa sürede dünyaya yayıldı. Dünya Sağlık Örgütü, hızla yayılan virüsü önlemek ve ciddi sonuçların önüne geçmek için dünya çapında bir dizi önlemle pandemi ilan etti. Pandemi ile birlikte insan hayatına giren çeşitli kısıtlamalar, açık alanlara olan ilgiyi ve insanın doğa ile olan ilişkisini artırmaktadır. Bu bağlamda, salgınların hızla yayıldığı şehirlerde kentsel tasarım ve planlama önem kazanmıştır. Kentsel çevrenin önemli unsurlarından biri olan kamusal mekanlar, salgınla birlikte ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar doğrultusunda mimarlığın güncel sorunu haline gelmiştir. Çünkü kamusal mekân, topluma hem fiziksel hem de sosyal bir ortam sağlamaktadır. Özellikle karantina döneminde kapanmalardan dolayı yoğun nüfuslu alanlarda insanların doğaya olan ilgisi artmıştır ve kamusal mekanlar önem kazanmıştır. Devam eden bu yeni normalde, kamusal mekân tasarımının insanların ihtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılayıp karşılamadığı sorusu ortaya çıkmaktadır. Kısıtlamalar çerçevesinde önemli bir yere sahip olan sosyal mesafe ve fiziksel mesafe kavramlarını karşılayamayan kamusal alanların kriz durumlarında verimli ve kullanılabilir hale getirilmesi önemlidir. Bu çalışmada, geçmişte yaşanan salgın hastalıklar göz önünde bulundurularak, İzmir kenti için Covid-19 salgınının getirdiği kısıtlamalar ve bu durumun kamusal alanlara olası etkisi analiz edilmektedir.

Pandemic is the general name given to epidemics that spread and show their effects in a wide area, as in more than one country or continent in the world. The new type of coronavirus, which emerged in China in the last month of 2019, spread to the world in a short time. The World Health Organization declared a pandemic with a series of measures worldwide to prevent the rapidly spreading virus and to avert serious consequences. Various restrictions entering human life with the pandemic increase the interest in open spaces and human's relationship with nature. In this case, cities and urban design where epidemics spread rapidly became very important. Public spaces, one of the important elements of the urban environment, have become the current problem of architecture in line with the new needs arising with the pandemic. Because public space provides both a physical and social environment to society. Especially in the quarantine period, people's interest in nature has increased in densely populated areas due to closures and public spaces have gained importance. In this ongoing new normal process, the question arises whether the design of public spaces adequately meets the needs of people. It is important that public spaces that cannot meet the concepts of social distance and physical distance, which have an important place within the framework of restrictions, are made efficient and usable in crises. In this study, the restrictions imposed by the Covid-19 pandemic and the potential impact of this situation on public spaces are analyzed for the city of Izmir, taking into account the pandemic situations experienced in the past. Izmir is a city where social life is very active and as a crowded city, it has very suitable content to investigate how public open spaces will be affected by the pandemic and how they will respond to the needs in the future. This thesis provides emphasis on urban planning and design-related solutions in crises such as the Covid-19 pandemic and provides the design of urban public open spaces in the Izmir region.