A problematic triawgle: Turkey, Cyprus and the EU

Abstract

Bu çalışma, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerini Kıbrıs sorunu çerçevesinde incelemektedir. Bu tez'in asıl amacı önemli olaylara ışık tutmak ve Türkiye, Kıbrıs ve Avrupa Birliği tarafından oluşturulan sorunlu bir üçgenin değişken ve karmaşık ilişkilerini detaylı bir biçimde incelemektir. Bu konu, detaylı bir inceleme istemektedir, çünkü Kıbrıs sorunu, Türkiye'nin Avrupa Birliği yolunda Kopenhag Kriterleri kadar önem arz etmektedir. Aslında, Türkiye uzun bir süre Kıbrıs sorunu'nun Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğinde bir önkoşul olmadığını savunmuştur. Öbür tarafdan'da, Avrupa Birliği' de her zaman Kıbrıs sorunu'nu masaya taşımayı başarmıştır. Örneğin, 1995'de, Türkiye ile yapılan Gümrük Birliği anlaşması, Türkiye'nin Kıbrıs Rum tarafının katılım sürecine başlamasına ses çıkarmaması ile mümkün olmuştur. Olaylar her zaman böyle gelişmiştir. Türkiye, Avrupa Birliğin' den ne zaman bir talep'te bulunsa, Kıbrıs konusunda taviz vermeye zorlanmışta-. Örneğin, Helsinki'de, Türkiye 'Aday Ülke' olarak adlandırılmış, fakat, aynı zirvede Kıbrıs sorununa çözümün'ün Kıbrıs Rum Tarafının üyeliği için bir önkoşul olmayacağıda zirve tutanaklarına işlenmiştir. Bu ve bunun gibi bir çok ömeğe bakarak, Kıbrıs sorunu'nu Türkiye-Avrupa Birliği BişkUeri'nin sıcaklaşmasını engelleyen en önemli unsur olarak tanımlaya biliriz. Bütün bunlara rağmen, Türkiye'nin gerek Annan Plan'ın tartışılmasında, gerekse referandum sürecinde oynadığı olumlu ve yapıcı rol sayesinde Avrupa Birliği üyeliğin' deki en önemli sorunu bertraf ettiğini görmekteyiz. Sonuç olarak, Kıbrıs sorunu tam olarak çözüme ulaşmış değildir, fakat, artık Türkiye'nin önüne bir sorun veya önkoşul olarak getirilemeyeceğide bir gerçektir. Bu yüzden, bu sene Aralık ta yapılacak Zirve' de Türkiye sadece Kopenhag Kriterleri çerçevesinde değerlendirilmesi muhtemel bir yaklaşımdır.

This thesis analyzes Turkey-EU relations in the context of Cyprus Question. This study attempts to shed some light on important events and provide some insight into dynamics and complexities of relations among the components of a problematic triangle composed of Turkey, Cyprus and the EU. This subject needs to be analyzed in great detail, because the Cyprus issue is as important as the Copenhagen Criteria, sometimes becomes more important than the Copenhagen requirements, on Turkey's vocation to the EU. In feet, Turkey has long pursued a policy of refusing Cyprus issue as being one of the preconditions to be fulfilled before joining the EU. However, on the other side, the EU has always brought the Cyprus issue on the table while discussing the issue of Turkish full membership. For example, in 199S, a Custom Union Agreement could have only been possible by assigning a date for Cyprus to have the accession process start. Things have always evolved in the same way. Whenever, the EU had given something to Turkey, in return, it demanded and got some concession from Turkey regarding the Cyprus Question. At Helsinki, the EU recognized Turkey as a candidate country but, on the other side, the EU secured that a solution to the Cyprus Problem shall not be considered as a prerequisite for accession of the Greek-Cypriot Administration. By looking at this example and to many others, we can clearly argue that the Cyprus issue has been die single most outstanding threat to converging relations between Turkey and the EU. However, by taking positive attitudes towards the Annan Plan and during the referendum process, Turkey has succeeded in neutralizing a perennial obstacle to Turkish aspiration for EU membership. The Cyprus Question has not been totally eradicated though it should no longer be considered an obstacle to Turkey's EU accession. Owing to this, at the EU December Summit this year, Turkey will be evaluated only by looking at domestic improvements related to the Copenhagen Criteria.