The role of design in the formation of an ethical fashion system

Abstract

Sanayi sonrası toplumun seri üretim yöntemlerini benimsemesi ile ürün ulaşılabilirliği demokratik bir hale geldiyse de, yirminci yüzyılda üretim ve tüketim zincirinden doğan sonuçlar çevre, insan ve kültür üzerinde bir takım yıkıcı etkilere sebep olmuştur. Geleneksel moda sistemi tarafından da benimsenmiş olan üretim ve tüketim yöntemleri; çalışan ve işçi haklarının sömürüsü, tüketici sağlığının tehdit edilmesi, çevre kirliliği, farklı ekosistemlerin varlığının tehlikeye girmesi ve tüketicinin üretken kimliğinden soyutlanarak pasifleştirilmesi gibi sorunları gündeme getirmiştir. 1990larda ortaya çıkan hızlı moda kavramı ise bu süreçlerin yıkıcı etkisinin artmasına sebep olmuştur. 1970lerde çevreci hareketlerin oluşumuna önayak olduğu sürdürülebilirlik hareketi doğmuş ve bu alanda düzenlenen konferans ve seminerlerle sürdürülebilirdik kültürü oluşmaya başlamıştır. Bu kültürel oluşumun etkisiyle, moda endüstrisinin sorumsuz yapılanması karşı hareket olarak etik moda kavramı ortaya çıkmış ve tasarıma yeni bir yöntem belirlemede etkili olmuştur. Bu çalışmada tasarımın geleneksel moda sistemindeki tüketim ve üretim stratejilerinin daha sorumlu ve etik hale gelecek şekilde değişiminde potansiyel aracı olarak oynayacağı rol araştırılmaktadır. Tasarımın kendine yeni bir kimlik ve varoluş şekli oluşturmasına katkıda bulunmak hedeflenmiştir.

Adoption of mass production methods by the post-industrial society led the way for democratization in terms of commodity accessibility; however the chain of mass production and wasteful consumption generated detrimental impacts upon environment, humanity and culture. Production and consumption patterns that were embraced by the conventional fashion system brought forward insolvable issues such as; exploitation of workers? and employees? rights, threatening of consumers? health, environmental pollution, and passivization of consumers? productivity. The notion of fast fashion which emerged during the 1990s increased the adverse effects of mass production. During the 1960s, sustainability movement broke through as an extension of environmental flows and due to the impact of conferences and seminars that were held in this field, culture of sustainability was formed. In the light of sustainability culture, ethical fashion emerged as a counter movement towards the irresponsible set up of the fashion industry and it became influential in defining a new direction to design. This study explores the role of design in becoming a potential agent for transforming production and consumption strategies of the conventional fashion system towards a more responsible and ethical direction. Thus, it is aimed to make a contribution to the pursuit of design in defining a new identity and way of becoming for itself.