Bioart and biodesign: The ethics and aesthetics of working with living systems

Abstract

Bu çalışma, teknoloji ve bilimin sanat ve tasarımın gelişimine etkileri üzerine yapılandırılmıştır. Bu bağlamda tarihsel süreç çerçevesinde toplumsal ve bilimsel olguların tasarım ve sanat disiplinlerine yansımaları kronolojik olarak sınıflandırılmıştır. 21. yüzyılın teknolojik gelişmelerinin bir yansıması olarak sanat ve tasarım alanında benzerlikler ve farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bu disiplinler arası geçiş, bu iki farklı alanın canlı sistemlerle çalışmasını sağlamıştır. Bu açıdan bakıldığında, tarihteki görüşlerden farklı olarak, bir dizi yeni etik ve estetik tartışma ortaya çıkmıştır. Bu araştırma, canlı sistemlerle çalışmanın gündeme getirdiği bu etik ve estetik soruları çağımızın imkânları dahilinde incelemeyi amaçlamıştır. Ayrıca Türkiye'de biyosanat ve biyotasarım disiplinlerinde özel ve kurumsal eksiklikler keşfedilmiş olup, bu çalışma bu alanlarda yeni araştırmacılar için bir başlangıç kaynağı sağlamayı amaçlamaktadır.

This study is structured over the effects of technology and science on the development of art and design. In this context, within the framework of the historical process, the reflections of social and scientific phenomena on design and art disciplines are classified chronologically. As a reflection of the technological developments of the 21st century, similarities and differences have emerged in art and design. This interdisciplinary transition has enabled these two different fields to work with living systems. From this point of view, separate from the historical perspectives, a series of new ethical and aesthetic debates have emerged. This research aimed to examine the ethical and aesthetical questions raised by working with living systems within the possibilities of our age. In addition, private and institutional deficiencies in bioart and biodesign disciplines have been discovered in Turkey, and this study aims to provide a starting source for new researchers in these fields.