Biophilic interior design: Water features and well-being in the university interiors

Abstract

Biofili kavramı, bireyin doğuştan gelen doğayla bağlantı kurma eğilimidir ve biofilik tasarım ise yapılı çevre ve doğanın bütünleştirilmesi ile daha düşük stres ve refahın (iyi-olmanın) artırılması ile daha sağlıklı yaşam mekanları tasarlama şansısunmaktadır (Browning et. al, 2014; Kellert, 2005). Yapılı çevrede kullanılan su elemanları, stress seviyesini azaltması ve ruh halini geliştirmesi ile ıslah sağlayan biofilik tasarım elemanlarından biri olarak dikkate alınmaktadır (Clouse, 2016). Bu araştırma, bir anket çalışması ile iç mekanlarda su elemanı tercihleri ve bunların mekan kullanıcılarının ruh hali üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Çalışma, Türkiye'de İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEU), Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi (GSTF) Binası giriş alanında farklı su elemanı önerileriyle gerçekleştirilmiştirAnkete toplamda 74 kişi gönüllü olarak katılmıştır; katılımcıların %62'si kadın, %32'si, erkektir ve %5 için cinsiyet belirtilmemiştir. Katılımcıların büyük bölümü (%68) 20-29 yaş grubundadır ve farklı bölümlerin öğrencileridir. Anket sonuçları doğrultusunda çalışma, çeşitli tasarım uygulamaları önermektedir. Sonuç olarak, kullanıcıların iç mekanlarda su elemanı kullanımları konusunda çoğunlukla memnuniyet göstermelerine rağmen, doğaya daha yakın bir bağ hissedebilmek için, iç mekandan doğaya doğrudan mekansal bir bağlantı şeklini tercih ettikleri görülmektedir.

The concept of Biophilia is an innate human tendency to seek a connection with nature and biophilic design is the integration of the built environment and nature that offers a chance to design healthier places by lowering stress and improving well-being (Browning et. al, 2014; Kellert, 2005). Water features are considered to be one of the biophilic design elements used in the built environment for betterment through their ability to decrease stress and improve mood (Clouse, 2016). This research aims to find out the interior water features preferences and their influence on the occupants' mood through a survey. A case study was conducted at Izmir University of Economics (IUE), Turkey with different water features for the main entrance area of the Faculty of Fine Arts and Design (FFAD). In total, 74 individuals voluntarily participated in the survey, 62% were female and 32% were male while 5% said they did not want to mention their gender. Most of the participants were from 20 – 29 years of age (68%) and they were students from different departments. According to the results of the survey, the study proposes various design installations with different water features for the related building. It is concluded that although the occupants are mostly satisfied with the presence of interior water features, they prefer a direct access to nature in order to feel more connected with nature. Additionally, the study finds that interior water features can reduce stress and bring relaxation.